Mutfak değişim sürecinde olanlar dikkatle okusun :)
Geçenlerde bir online Maxi Paket'in daha sonuna geldim. Sizinle IG üzerinden de paylaşmıştım. Ancak ilham olması ve tasarım noktalarımı daha iyi anlayabilmeniz açısından buradan detaylı bir tasarım incelemesi yapmaya karar verdim. Hatta bundan sonra tüm projelerim için bunu yapacağım.
Neyi, neden, nasıl yaptım? Ne düşündüm? Ekonomik bir değişim için hangi maddeleri göz önünde bulundurdum? Hangi malzemeleri kullandım? Hadi bakalım...
Önce danışanım Ceren hanımın benimle ilk görüşmesini yaptığındaki mutfağının durumundan bahsedelim. Küçük sayılabilecek bir mutfağı ve yetersiz bir tezgah alanı vardı.
Orijinal plan solda gördüğünüz gibi. Sol tarafta boş ve uzun bir alan var. Sağ tarafta ise bütün mutfak fonksiyonları sıkışık bir şekilde birleşiyor.
Eviye pencerenin önünde. Pozisyonu uygun. Buzdolabı ve yanında boy dolapta fırın mevcut. Sağ köşede bir kombi var. Bu nedenle dolapla kapatılmış. Pencerelerin renkleri birbirinden farklı. Dolaplar kalabalık duruyor çünkü belli bir düzen içerisinde değil. Karmaşık bir görünüm var.
İlk önerim mekanı tamamen değiştirmekten yana oldu ancak bu aynı zamanda en masraflı öneriydi de. Tüm mutfak tesisatını daha aydınlık olan sol tarafa taşıyıp, mevcut mutfağın olduğu sağ tarafa ise kiler-depolama alanı gibi fonksiyonları yükleyebilirdik. Döşemeyi bozmamak için tesisatı kaydırırken duvarları ve dolapların altında kalacak doğal taş kısımlarını kırabilirdik. Böylece döşemeye görüntüde bir zarar vermemiş olurduk. Bununla ilgili plan çalışmasını kıyaslayabilmeniz için aşağıya ekliyorum. Sağ plandaki mavi çizgi tesisatın izleyebileceği yolu tarif ediyor.
Öneri 1 için su tesisatı sol tarafa taşınacaktı. Ocak için çekilen mevcuttaki doğal gaz hattı iptal edilecek, sol taraftaki adada elektrikli bir ocak kullanılacaktı. Mevcut mutfağın olduğu alan tamamen depolama ve kiler sistemlerine ayrılacaktı. Böylece kombiyi de rahat bir şekilde gizlemiş olacaktık.
Pencerenin olduğu tarafa ise bir kahve köşesi ekleyecektik. Dışarıda bir teras olduğundan orada yemek masası duracaktı (ev sahibinin verdiği ön bilgi). Kalabalık bir görüntü olmaması için içeride yemek masası tercih etmeyecektik. Oturma alanını adada çözecektik.
Ama olmadı :) Neden? Çünkü tesisat değişimi işin içine girince bütçe artıyordu. Ekonomik çözümler üretmek günümüzde bir mimar için en önemli konulardan biri. Ekonomik bir çözüm üretmezseniz, tasarımınızın uygulanmasına imkân olmayacaktır. Ekonomik çözüm derken ucuz demek istemiyorum. Kullanıcının yani mal sahibinin bütçesine uygun olan her çözüm ekonomiktir. Bu mutfak önerilerini inceleyip "uf çok pahalı ben bunu yaptıramam" diyenler çıkabileceği gibi, "Aa ne olacak canım, 20-30 bin lira fazladan verilir şipşak halledilirdi her şey" diyenler de olabilir. Önemli olan müşteriniz :)
İyi tasarım dediğimiz şey çok değişken olabilir ancak birkaç maddeyi aynı anda içermesi gerekebiliyor:
Kullanıcısının ihtiyaçlarını tam anlamıyla karşılaması (Fonksiyonellik ve alanı iyi değerlendirme)
Kullanıcısının beğenisine hitap etmesi (Estetik bir görünüm)
Kullanıcının bütçesine uygun bir çözüm olması (Ekonomik bir çözüm)
Bu da beni bir plan çözümü daha üretmeye itti. Şimdi de onu inceleyelim bakalım.
Bu planda olabildiğince hiçbir şeyi değiştirmemeye çalıştım. Amacım tesisatın ve altyapının tamamını eskisi gibi kullanmaktı. Ancak birkaç ekleme yaptım. Örneğin bazı yerlere estetik açıdan bütünlüğü sağlamak için alçıpan duvar ekledim. Buzdolabının gireceği dolap nişini kapı pervazına kadar dayayıp birazcık yer kazandım. (Bu gibi küçük alanlarda tezgah kullanımı açısından kazandığınız her alan önemli oluyor.)
Mutfakta yemek masası istenmediği için 4 kişinin kahvaltı yapabileceği bir alanı yarım ada ekleyerek çözdüm. Yarım ada eklemek alt dolap alanımızı da artırdı. Ayrıca ocağa yakın bir noktada geniş bir tezgah alanımızın olmasını sağladı.
Hadi gelin şimdi de danışanımın bana mutfağı ile ilgili attığı 5 fotoğraf üzerinden öncesini ve tasarım 3d görsellerini karşılaştıralım:
Bu açı mutfağa girdiğinizde hafif sağa dönünce gördüğünüz açı. Yuvarlak ada bitişi mutfağın kare ve keskin hatlarını yumuşatıyor. Aydınlatmaların globe oluşu da benzer yumuşaklıkta bir etki veriyor.
Girişin karşısındaki duvarda danışanımın porselen takımlarını sergileyeceği çekmeceli bir vitrin var. Burada siyaha çalan bir zeytin yeşili olan RAL 6022 kullandım. Dolabın iç kısımları ve çekmecelerse meşe kaplama.
Küçük pencereyi cepheyi etkilemeyecek ve dışarıdan kötü görünmeyecek şekilde içeriden kapatma kararı aldık çünkü zaten binanın o kısmı pek görünmeyen ve izole bir alan. Pencerenin simetrik yerleşmemiş olması ve boyutunun küçük olması bana bu kararı aldırdı. Yani dışarıdan bakınca cephede pencereyi göreceğiz ancak içeriden görmeyeceğiz. Zaten bu küçük pencerenin karşısında kocaman boy pencereler olduğu için bu kararı almak bize doğal ışık anlamında bir zarar vermiyor.
Tezgahta ise porselen kullanmaya karar verdik. Porselenin faydaları ile ilgili bir ara bir yazı yazacağım detaylı ancak şimdilik şunu söyleyeyim: Mutfak tezgahlarında kullanabileceğiniz ve sizi en az uğraştıracak malzemelerden biri kendisi. Sıcağa, çizilmelere ve aside oldukça dayanıklı. Ben projelerimde tezgah malzemesini duvara döndürmeyi de seviyorum. Böylece seramikler arası derzlerin yağlanma ve kirlenme gibi bir durumu da oluşmuyor.
Sağdaki öncesi sonrasında ise bahsettiğim örülecek alçıpan duvarları görebilirsiniz. Vitrini bir çerçeve içine almak onun etkisini güçlendireceğinden böyle bir karar aldık. Bu alçıpan duvar tam olarak kapıdan girdiğimizde solda kalan duvar karşılayacak şekilde örülecek. Mimaride referans noktalar önemlidir çünkü devamlılığı olan şeyler gözümüz için daha sempatiktir.
Ayrıca gördüğünüz üzere duvardaki emlakçı bejinden kurtulup çok sevdiğim bir beyaz tonu olan ral 9003ü kullandım.
Ayrıca globe aydınlatmalarla ilgili bir şey söylemek istiyorum. Bu aydınlatma çeşidi Mid Century Modern stilde. Bu stil de zamansız bir stil. Bundan 100 sene sonra bile devam ettiğini görürseniz şaşırmayın. Tam da bu yüzden genelde eğer mekâna çok tezat değilse Mid Century Modern stilde aydınlatmalar seçiyorum ki kullanıcıların gözü zamanla sıkılmasın.
Buradan da fırın tarafına bakalım birazcık. Üst dolaplar ve tavan arasında boşluk bırakmayı hiç sevmem. Toz ve pislik yuvası olur çünkü o bölgeler. Mutfakçılar işlerine geldikleri için boşluk bırakırlar ki tavandaki eğriliklerle uğraşmasınlar. Ya da bazen hazır kapak modülleri kullanıyorlar ve özel imalat yapmıyorlar. O durumda da boşluk kalabiliyor. Ben bu yüzden mutfak projelerimde hep marangozlarla çalışırım ve tavana kadar çıkarırım dolapları. Kocaman taçlar yapmayı da sevmem. Tavanın yamukluğuna göre 3-5 cm arası bir boşluk bırakıp, onu da dolapla aynı malzemeden bir çıta ile marangoza kapattırırım. İşte bunlar hep ince işçilik ancak güzellik isteniyorsa ince işçilik de olmalı. Burada tavan halihazırda alçıpan ve düzgün. O yüzden tavan ve üst dolap kapağı arasında 3 cm boşluk var sadece. Gayet yeterli. Arası tozlanmasın diye de çıta ile kapatılacak. Yani dolaplar tam olarak tavana dayanıyormuş gibi görünecek. Bu işçiliğe burun kıvıran marangozlarla çalışmayın sevgili meslektaşlarım. :) İyi bir marangoz bulmak ve onunla bu yolda yürümek kariyeriniz açısından çok önemli.
Normalde buzdolabı ile boy dolapta yer alan ankastre fırın arasına imkânım varsa ek bir boy dolap katmayı seviyorum ancak bu tamamen görsel bir durum. Enerji verimliliği ile ilgilisi yok. Burada tesisatla ilgili o bölümde hiçbir şeye dokunmadığımız için fırını eski yerinde bıraktım.
Bana çok soruluyor: FIRINLA BUZDOLABI YAN YANA KOYULUR MU?
Cevap veriyorum: Eveeet. Binlerce kez evet. Eveeet! 🤣
Bu konuda internette arama yaptığınızda fırın ve buzdolabını yan yana koymayın bilgisine rastlayabilirsiniz. Bu bilgi ESKİDEN DOĞRUYDU ancak artık güncel değil.
Neden doğruydu ve neden artık değil?
Eskiden özellikle gazlı ve ateşli fırınlar (hatta eski model elektrikli fırınlar) etrafa ciddi ısı yayardı. Buzdolapları da etraftaki havayı soğutarak içeri almaya çalıştığından bu durum buzdolabınızın daha çok çalışmasına neden olurdu. Lakin dediğim gibi durum artık böyle değil. Hem buzdolaplarının çok daha iyi yalıtım sistemleri var hem de fırınların. Örneğin bu örnekteki gibi dolabın içine gömülen bir ankastre fırınınız varsa zaten ankastre fırının arkasındaki dolabın içinde kalan hava boşlukları gerekli ısı yalıtımını ve hava sirkülasyonunu sağlıyor.
Garanti olması için iki elektrikli ürün arasında 5 cm civarı boşluk bırakırsanız sorun kalmıyor. KESİN BİLGİ. Yine de içiniz rahat etsin isterseniz plan şemanızı beyaz eşyaları aldığınız firmanın teknik personeline gösterin. (Gerçi ülkemizde artık bilgisizlik seviyesi arşta olduğundan her firmanın teknik personeline de güvenilmiyor)
Tabii çok eski model bir fırınınız varsa eski bilgiye sadık kalın :)
Araya da ne güzel konular sıkıştırdım ama değil mi? Çok verimli bir post oldu.
Neyse. Gelelim tasarımların devamına...
Burada bahsedeceğim iki konu var. Birincisi neden buradaki dolapları koyu renk yaptım? (RAL1019)
Çünkü uzun mekanları daha dengeli göstermek istediğimizde uzun taraftaki duvarları koyu renk yapabiliriz. O zaman tren gibi bir mekan olmaz da koyu olan yer daha yakın hissiyat verdiğinden denge sağlanmış olur.
İkinci konu ise öncesi fotoğrafında gördüğünüz minik tesisat kapağı. Böyle şeyleri korumak önemlidir. Burası herhangi bir aksilik olduğunda tesisata müdahale edebilmek için yapılan bir kapaktır. Benim tasarımımda da kiler dolaplarından en sağdakini açtığınız zaman bu müdahale kapağına ulaşabiliyor olacaksınız. Böylece gerekli durumda usta oraya müdahale edecek. Sizin de benzer durumlarınız varsa önünü kapatmadığınızdan emin olun. Sonra bir gün bir aksilik olursa bütün kiler dolaplarını sökmek zorunda kalmayın. :)
İşte bu da kahve köşemiiiiiiz.
Mid Century Modern stilde bir büfe üzerine kahve makinesi. Soft renklerde bir tablo. Bir meyve tabağı. Bir vazo içinde laleler. Laleler. Laleleeeer. 🤣 (Kemal Sunal vibes) Yazıyı uzattığım belli oluyor yavaş yavaş. Büfenin yanına güzel bir starliçe çiçeği. Hmm? Şahane olmaz mı? Olur! Zira danışanımın bayıldığı yerlerden biri oldu bu alan. Hatta tesisatı değiştirmeyelim bir şekilde duvar kenarından uzatma kablosu çekeriz desek de burayı tam olarak böyle görmek istediği için tesisat çektirmiş hemen :)
Kaloriferin olduğu duvara da bir tablo ekledim. Böylece dikkati petekten ziyade tabloya çekmeyi başardığımı düşünüyorum.
Burası da kahve köşemizin diğer bir açıdan görüntüsü. 2 adet yumuşak, rahat ve dönebilen berjer Mid Century Modern stildeki büfeye eşlik ediyor. Berjerlerin üzerine ise asimetrik tablolar koydum yine. İsteyenler büfenin üzerine televizyon da koyabilir elbette.
Duvarları beyaza çevrmenin mekanı ne kadar ferahlattığını çok iyi anlatan bir görsel olduğunu düşünüyorum bunun. Her ne kadar bej açık tonlarda bir renk olsa da beyaz kadar ferah mekanlar oluşturmaz. O yüzden özellikle küçük evlerde mutlaka beyaz renklere yönelin. Çok küçük mekanlarda ise beyazın tonlarını bile değil doğrudan BEMMMMMMMMBEYAZ bir renk seçin. Etkisine inanamayacaksınız. Sonrasında teşekkür etmek için benimle iletişim kurabilirsiniz. :)
Evet öncesi sonrası fotoğraflarım bittiğine göre bir de video paylaşayım sizinle. Tüm Maxi Paket tasarımlarıma mutlaka bir de 3d animasyon eklerim ki danışanım mekanı hareketli bir şekilde görüp değişikliklerin nasıl olacağını daha iyi kavrasın.
Son olarak aldığım tüm renderları görebilmeniz için alta bir galeri ekliyorum.
Daha fazla görsele ulaşabilirsiniz projeye dair.
Maxi pakete dair daha fazla bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Projeye dair sorularınız varsa da blog gönderisine yorum yapabilirsiniz. En kısa sürede yanıtlayacağım.
Bir sonraki projede görüşmek üzere.
Sevgiler,
Mimarınızın Tersi
Mine Kavasoğulları
Sonsuza kadar böyle tasarım süreci anlatmalı yazılar okuyabilirim, bayıldım 😍 buraya da yorum atmayalım mı bence atalım 🫶🏻